Sağlıklı Yaşam

Büyük şehirlerde yaşayan aileler, ne yazık ki bırakın doğalı, organiği, dalından meyve yemeği, toprağa bile basamaz oldu. Eskiden ağaçlara tırmanmak, çamurda zıplamak en eğlenceli oyunlarken, şimdinin çocukları ağaçları bir tek çimenlere dahi basmanın yasak olduğu parklarda görüyor. Dalından koparılmış bir meyve yiyemiyorlar, toprakta yetişen bir sebzeyi toplamanın keyfine varamıyorlar maalesef. E doğadan ve doğal olandan bu kadar kopukluk olunca, çocuklara sebze ve meyveyi sevdirmek, organik ya da doğal bir beslenme alışkanlığı kazandırmak da giderek zorlaşıyor. Peki, bu durumda, şehrin tüm suniliğinin içinde, yine de doğal yaşayabilmek için neler yapabiliriz?

En kolayından yapabileceğiniz ilk şey, marketinizden, manavınızdan alışveriş yaparken, sebze ve meyvelerin mevsiminde olduğuna dikkat etmektir. Kışın domates almaktan kaçınmak gibi. İkinci olarak ise, organik, doğal, ilaçsız, katkısız sebze ve meyveleri seçmeye özen göstermektir. Zaten o katkısız, ilaçsız meyve ve sebzelerin lezzetini bir kere alınca hep bu tarz beslenmek isteyeceksiniz. Ülkemizde bir yandan büyük bir gıda terörü olmasına rağmen, bir yandan da ciddi bir bilinçlenme söz konusu. İnsanlar doğal beslenebilmek için uğraş vermeye, ekstrasını ödemeye, yemeden önce yediğini araştırmaya başladı aslında. 

Çocuğunuz yemek seçsin seçmesin, doğal yesin, ev yapımı yesin. Çalışan anneler için her şeyi evde yapmak zor gibi gözükse de, önceden iyi bir planlama ile bir dolu koruyucu maddeden, kıvam artırıcıdan, hormondan, ekstra şekerden, ilaçtan ve daha adını bile okuyamadığımız gereksiz katkı maddelerinden uzak durmuş olursunuz.